Birinci Hastanesi’nde doktor olarak çalışan Şeyhmus Çelik, “Bu olayın ortaya çıkması için emek veren herkesten Allah razı olsun.
‘DOĞUKAN TAŞÇI GÖREVİNİ İHMAL ETMİŞTİR’
Tutuksuz sanık Şeyhmus Çelik ise savunmasında, “38 yıllık hekimim. Bu olayın ortaya çıkması için şikayet eden, tıbbi teknikte emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Devlet hastanelerinde çalıştım. 2020-2021 Silivri Kolon Hastanesinde çalıştım. Birinci Hastanesinde çalıştım üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Fırat Sarı tarafından göreve getirilen Doğukan Taşçı görevini ihmal etmiştir. Telefonla arayıp ‘Neredesin?’ diye sorduğumda ‘İşim var geleceğim başka hemşireyle vizit yap’ diyordu. Hasan Doğukan Taşçı, 112 çağrı merkezinden aldığı bebekleri ücret karşılığı başka hastanelere sevk etmiştir. Hastaneler doktorların bir maaşını saklar, gittiklerinde vermezler. Fırat Sarı ile Esenyurt Devlet Hastanesinde çalışırken tanıştım. Fırat Sarı bana hiçbir zaman düzenli ödeme yapmamıştır. Hasan Doğukan Taşcı’nın iş disiplinsizliklerini Fırat Sarı’ya şikayet etmeme rağmen iş yapmasına devam ettirilmiştir. Hastalardan, ne kendim ne de çalıştığım hastane bir çıkar sağlamamıştır. Hasan Basri kendisini Doktor Şeyhmus olarak tanıtmıştır” dedi.
‘ÇOCUK KARDİYOLOJİ OLMAMASINA RAĞMEN BEBEK BIRAKILMIŞ’
Çelik savunmasının devamında, “Hayatımda hiçbir örgüte üye olmadım, bir örgütün de emrini yerine getirmedim. Ben mesai saatlerinde yerimde bulundum. Her sabah yoğun bakıma giderek, yapılması gereken notları aldırır sorumlu hemşire notları sisteme yükleyerek doktor karşısına çıkıp kaşeletir. E- imza hastaneden sekretere gönderilirken kullanılır. Nitelikli dolandırıcılık suçundan, ben hiçbir yeri dolandırmak için aykırı birşey yapmadım. Çalıştığım hiçbir hastanede sahte evrak hazırlamadım. Hasta taburcu edildiğinde epikriz raporu yazılır. Sonrasında SGK’ya bildirilir. Ben SGK veya başka bir kurumu dolandırmak için hiçbirşey yapmadım, gerçeğe aykırı belge düzenlemedim. Kaya bebekle ilgili olarak, ben Güney Hastanesi’nde 2 saat çalıştım. Anlaşmam feshedildi, yerine Doktor Rıza ve Doktor Hilda geldi. Kaya bebeğe, Doktor Tuğçe bakmıştı. 15’inde beni aradılar ve yönetim, Hilda ile anlaşma yaptıklarını söyledi. Aynı tarihte Doktor Hilda’nın çalışma kaydı var. Bir gün sonra Kaya bebek yaşamını yitirdi. Ambulans şoförü hemşireye benim adımı yazmasını söylemiş. Sonra ifade vermem için beni çağırdılar. Bebek Serdarova ile ilgili çocuk kardiyolojisi olmadığını bilmelerine rağmen ambulans şoförü Gıyasettin para karşılığı bebeği buraya bırakmış. Bebek Türkmen ailesinden para alınmış. Bunları öğrendik, vicdan yokmuş” ifade etti.
‘FIRAT SARI’YA BU HASTAYLA BOŞUNA UĞRAŞMA DEDİĞİNİ DUYDUM’
Sanık Çelik, “Epkrizleri kim yazdı bilmiyorum. Ben epikriz yazmadım zaten benim klavye bilgim de yok. Fırat Sarı ve İlker Gönen ‘Kimse yazmasın biz yazacağız’ dedi. Kalp hastası bir bebek vardı, ameliyat olmazsa ölecekti. Ancak parası olmadığı için hiçbir hastane bu bebeği kabul etmedi. Devamlı damardan ilaç kullanması gerekiyordu. Allah savcı beyden razı olsun. Hakan Doğukan’ın, Fırat Sarı’ya ‘Bu hastayla ilgilenme, boşuna uğraşma’ dediğini duydum. Doğukan Taşçı, ‘Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek’ diyordu. İlaçları vermeyen sorumlu hemşireydi. Şimdi soruyorum. Bu ilacı kim kesti, neden kesti.
Oranın sorumlu doktoru benim. Yenidoğana bakmıyorum, başka doktor bakıyor. Fırat Sarı’yı tanıyorum.Hakan Doğukan Taşçı’yı da maalesef tanıyorum.
Maaşımı hastaneden alıyorum. Mahkeme Başkanının, ‘Birkaç kez para aldım’ demişsiniz sorusuna cevap veren sanık ‘Aldım ama geri verdim’dedi.
Mahkeme Başkanı’nın Doğukan’da, ‘Şehmuz Çelik benim’ diye 112’den hasta almış’ sorusuna cevap veren sanık, ‘Bilgim yok, olsa müdahale ederdim. 112’de numaram olduğunu bilmiyorum” şeklinde yanıt verdi.
MAHKEME BAŞKANI: HERKES BAŞKA BİR ŞEY SÖYLÜYOR
Sanık savunmasının devamında “Biz gündüz çalışıyorduk. Geceleri hastaneye gitmiyorduk. Gece bebeklere acil müdahale edilmesi gerektiğinde kim müdahale ediyordu bilmiyorum. Hastanenin gece nöbetçi doktoru olması gerektiğini düşünüyorum. Gece doktor olması ile ilgili bir görüş bildirmedim hastaneye.
Hastane sahibi de doktor kendisi bilmiyor mu ?” dedi. Mahkeme başkanı da bu savunma üzerine “Bilmiyorum herkes başka bir şey söylüyor” dedi.
Sanık Çelik’in “Hakan Doğukan basit bir lise mezunu hemşireydi, sevmezdim kendisini” demesi üzerine mahkeme başkanı “Koskoca doktorsunuz. Hakan Doğukan’ı gönderemediniz mi hastaneden?” dedi. Sanık bu soruyu “özel hastanelerde bu geçerli değil” diye yanıtladı.